BASIN VE KAMUOYUNA: Diyarbakır'da Yapılan BAZ İstasyonları...

11 Ağustos, 2011
9137
BASIN VE KAMUOYUNA: Diyarbakır'da Yapılan BAZ İstasyonları...

                                                                                 BASINA VE KAMUOYUNA
  
Teknolojik gelişmeler insan yaşamının kalitesini arttırmasına rağmen, doğru kullanılmaması veya gerekli tedbirlerin alınmaması halinde insan yaşamında ciddi risklerle karşı karşıya kalınacağı açıktır. Şehir merkezlerinde ve yapılaşmanın yoğun olduğu alanlarda artık her 100 metrede bir, baz istasyonları ile karşılaşmaktayız. Mevcut GSM baz istasyonlarının oluşturduğu elektromanyetik kirliliğin yanısıra 3G GSM baz istasyonlarının da hizmete girmesi ile birlikte, elektromanyetik kirlilik konusuna ilişkin endişeler gittikçe artmaktadır.
Bina cephesine, aydınlatma direklerine, cami minarelerine, eğitim kurumları civarına, çatı ve teraslara gelişi güzel ve plansız olarak konumlandırılan GSM baz istasyonları yaşam alanlarını doğrudan hedef almakta ve sürekli olarak elektrik alanı etkisinde bırakmaktadır.
Bu uygulamalar ülkemizin her köşesinde baz istasyonlarına karşı ciddi bir duyarlılık oluşturmuş durumdadır. Basın ve yayın organlarında sık sık yargıya intikal eden tepkilerle karsılaşmaktayız. Yargıtay tarafından alınan kararlar değerlendirildiğinde baz istasyonlarının kurulumunda ciddi denetimlerin yapılması gerektiği açıktır.
Toplum, sürekli artan ve yoğun bir şekilde yaşam alanlarını kuşatan baz istasyonları nedeniyle ciddi bir huzursuzluk, endişe ve korku yaşamaktadır. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede sağlık riskleri konusunda çeşitli çalışmalar yürütülürken, Türkiye’de yetkililer elektromanyetik alanlardan kaynaklı halk sağlığı riskleri konusundan uzak durmayı tercih etmektedirler.
Küresel sermaye, sadece kar odaklı bir anlayışla müşterilerine hizmet sunmayı hedeflerken; kamu sağlığı boyutu göz ardı edilmektedir. Ayrıca mevcut uygulamalarla görsel kirlilik oluşturularak kentsel dokunun tahrip edilmesine neden olmaktadır.
Balkonlara yakın bina yan duvarlarına, bina teraslarına ve kuruluş yeri yönetmeliğine uymayan uygulamalar, denetimin hangi boyutta olduğunu gözler önüne sermektedir.
Avrupa ülkelerinde insanların yoğun elektromanyetik dalgalara maruz kalmamaları için baz istasyonlarının üzerine rahatlıkla görülebilecek biçimde tehlike veya güvenlik levhaları konulurken ülkemizde ise, baz istasyonlarının vatandaştan gizlendiği uygulamalarla karşı karşıya kalmaktayız.  Bacalara, klimalara, reklam tabelalarına, boş dairelere ve akla gelmedik yerlere gizlenen baz istasyonlarının,  kentimizde de benzer şekilde gizlendiği anlaşılmaktadır.
Son günlerde de kentimizin muhtelif yerlerinde dikilen totemlerin baz istasyonunu kamuflajı amacı ile kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince kavşak düzenlemesi yapıldığı sanılan bu uygulama, baz istasyonu olduğunun anlaşılması bizleri endişelendirmiştir.
Baz istasyonlarının; kent kültürü ve tarihi dokusu ile bağdaşmayan heykel veya totemlerle ile gizlenerek kavşaklara yerleştirilmesinden dolayı, kent yaşamı içerisinde mümkün olduğunca onlardan uzak kalmamızı olanaksızlaştırmıştır. Hatta bu yöntem ile yönetmeliklere aykırı olduğu halde hastane yanı, çocuk bahçesi gibi yerlerde boy göstermeye başlamıştır.
Anten ve kulelerin kurulacağı yerler, insanlara etkisini en aza indirgeyecek şekilde planlanmalı, ticari kaygılardan uzak, insan odaklı bir hizmet anlayışı ile gerekli tedbirlerin alınması ve ilgili yönetmeliklerde yeniden düzenleme yapılmasına, yapılacak çalışmalarda üniversiteler ve kamu yararına hizmet veren meslek odalarının görüş ve önerilerinin alınması gerekmektedir. Halkın, GSM şebekelerinden bilinçli bir şekilde faydalanması konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Artan kullanım,  daha fazla baz istasyonunu gerektireceği insanlarla paylaşılmalı, kampanyalarla gelen sınırsız kullanım anlayışının toplum sağlığı açısından riskleri artıracağı anlatılmalıdır.
Yönetmelik ve sınırların kontrolünün titizlikle uygulanması takip edilmelidir. Operatörlerin taşeronları aynı zamanda ölçüm de yapmaktadırlar. Denetim kuruluşlarının bağımsız olmasına özellikle önem verilmelidir. Yönetmeliklere uygun olmayan GSM tesislerine ruhsat verilmemelidir. Ruhsat verilen baz istasyonlarında ise, periyodik olarak ölçüm ve denetleme çalışmaları yapılmalı, güvenlik sertifikası ve ölçüm değerleri halkın rahatlıkla görebileceği yerlere asılmalıdır.
Halkın sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkını tehlikeye atan, ticaret ve rekabet hukukunu çevre ve halk sağlığının önüne koyan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Kamu yararına çalışan, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları sıfatımız ile çevre ve halk sağlığı , kent kültürü ve tarihi dokusu ile bağdaşmayan uygulamaları tüketicilerin bilgilendirilmesi çalışmalarımıza; çevre ve halk sağlığı,  kent kültürü ve tarihi dokusu yönünden kamunun yararına olmayan bu türden kararlara karşı mücadelemize devam edeceğimizi saygıdeğer kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Bilinmelidir ki; 'Hiç bir kamu hizmeti insan sağlığından önemli değildir!'
                                                                                                                                                                                                                                                                             11.08.2011

TMMOB DİYARBAKIR İL KOORDİNASYON KURULU