"KENT SUÇLARI" BASIN AÇIKLAMASI

04 Mart, 2021
1785
"KENT SUÇLARI" BASIN AÇIKLAMASI

BASINA VE KAMUOYUNA

Kentler toplumun ortak yerleşim alanlarıdır. Kentteki yapılar ve kamusal alanlar bir bütünlük içinde kentliye hizmet eden mekânlardır.

Yerel yönetimler, halkın temel ortak gereksinimlerini karşılayan, temsilcilerinin halk tarafından seçildiği ve yönetme yetkisinin halk tarafından verildiği kamu idareleri olarak tanımlanmaktadır. Halkın seçtiği kişiler tarafından yönetilmesinden kaynaklı şeffaf, kamuya açık ve hesap verebilir bir kurumsal işleyişe sahip olmalıdır. Ancak birçok kentimizde 2016 yılı itibariyle bu tanıma uyan bir yerel idare anlayışı ve uygulaması artık yoktur. Yerel yönetimlere seçilen halkın temsilcileri iktidar tarafından hukuka aykırı olarak antidemokratik kararlarla görevlerinden alınmış, cezaevlerine konulmuş ve yerlerine kayyımlar atanmıştır. Bununla birlikte yine halkın temsilcileri olarak seçilen ve yerel yönetimlerin en yetkili karar organı olan belediye meclisleri de feshedilerek ortadan kaldırılmıştır. Belediye meclisleri üç-beş atanmış memurun insafına terk edilmiş, içi boşaltılmış bir kurula dönüştürülmüştür.

Yerel yönetimler üzerinden gelişen kentsel, doğal, kültürel ve sosyal kırım politikaları ile birlikte kamu kaynakları israf edilmiştir. Kamu İhale Platformu üzerinden incelediğimiz ihale sonuç ilanlarına baktığımızda; ihalelerin pazarlık usulü ile yapıldığı, rekabet koşulları oluşturulmadan yüksek bedel ve düşük kırımlarla belirli çevrelere peşkeş çekildiği görülmektedir. Ayrıca son yıllarda yeni yapılmış birçok uygulama (kaldırım, park, sokak sağlıklaştırma vb.) ihtiyaç olmamasına rağmen yıkılıp yeniden ihale edilmiştir. Bütün bu ihale yöntemleri kanunsuz olmakla birlikte uygulamalara harcanan milyonlarca lira ile de kamu zarara uğratılmıştır. Aynı zamanda belediye kaynakları ile inşa edilen birçok yapı savaştan sonra ganimet paylaşır gibi milyarlarca liralık bütçelere sahip kurumlara devredilerek kurumlar arası çatışmaya yol açacak uygulamalar yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir. Kamuya ait kaynakların atanmış yetkililerce belirli çevrelere tahsis edilmesi hukuka aykırıdır.

Bu kentte hukuka ve kanuna aykırı birçok kent suçu işlenmektedir ve yetkililer buna göz yummaktadır. İlgili kurumlara ve yerel yönetimlerdeki ilgili bütün birimlere görev ve sorumluluklarına dair çağrılar yapılmasına rağmen suç işlenmekte ve gereği yerine getirilmemektedir. Bu kentin en işlek caddelerinde denetimden ve mühendislik hizmetlerinden yoksun, her yönüyle yapısal risk taşıyan ve yoğun kullanıcı sayısına sahip ( kaçak okul, kaçak düğün salonu, kaçak işyeri, kaçak büro, kaçak lokanta vb…) birçok kaçak yapı yapılmakta ve ruhsatlı olanlara da kaçak katlar ilave edilmektedir! Ayrıca daha önce de açıkladığımız üzere plan tadilatlarıyla aslında halkın ortak kullanımına tahsis edilmiş sosyal donatı alanları ve yeşil alanlar, politik ve rant amacı doğrultusunda farklı kullanım amaçlarına dönüştürülmeye çalışılmıştır. Yapı düzenini ve kent estetiğini bozacak şekilde yapı çekme mesafelerine ticari amaçlı kapalı alan yapım izni verilmektedir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde de belirtildiği üzere; ön, yan ve arka bahçelerde kapalı mekân oluşturan bütün alanlar aykırılık teşkil etmektedir. Kayyımların yönetiminde olan bütün yerel yönetimler kira bedeli alarak kapalı alan kullanımı izni vererek suç işlemektedir.

Son dönemlerde ise Belediyeler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Yapı Denetim şirketlerinin kontrolünde yapılan ruhsatlı özel yapılarda, yasa ve yönetmeliklere aykırı birçok uygulama yapıldığı iddiaları şubemize iletilmektedir. Bu iddialara göre bazı yapılarda kullanıcının yani halkımızın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bazı aykırılıkların yapıldığı belirtilmektedir. Özellikle kent merkezindeki bazı ilçe belediyelerinde yapı ruhsatı alınırken ilk aşamada ilgili kanun ve yönetmeliklere göre projelerin hazırlandığı fakat daha sonra tadilat ruhsatları düzenlenerek asansör sayısının düşürüldüğü, plan notlarına aykırı olmasına rağmen dükkân yapıldığı, yapıda yönetmelik gereğince merkezi ısıtma sistemi yapılması gerekiyorken uygulamanın bireysel ısıtma (kombi) sistemine çevrildiği şeklinde uygulamaların yapıldığı ve ilgili belediyelerin bunlara izin verdiği şeklinde iddialar dillendirilmektedir. Nasıl ki yukarıda belirtilen yöntemlerle kamu kaynakları israf edilerek kentli/kullanıcı dolaylı zarara uğratılıyor ise bu tür aykırı uygulamalarla da kentli/kullanıcı doğrudan zarara uğratılmaktadır. Bu iddialara karşı araştırmalarımız devam etmektedir.

Mimarlar Odası kentleşme sorunlarını izleyen, daha yaşanılabilir alanlar için kamu yararına çalışan bir meslek örgütüdür.

Biz kente ve kentliye karşı sorumluluğu olan bir meslek örgütü olarak, bu tür kent suçlarında doğrudan veya dolaylı sorumluluğu bulunan kurum ve kişileri uyarıyor ve hatırlatmak istiyoruz!

Bu kent sahipsiz değildir!

Özellikle bu uygulamalarda imzası bulunan idari ve teknik personellerin hukuk önünde hesap vereceğini hatırlatıyor ve bu işin peşini bırakmayacağımızı da özellikle vurguluyoruz. Bütün bu kanunsuz uygulamalara karşı meslek odamızın kamu adına gerekli girişimleri ve hukuki süreçleri başlatacağını belirtmek istiyoruz.

 

TMMOB
MİMARLAR ODASI
DİYARBAKIR ŞUBESİ