YANLIŞLARA KARŞI SESLERİNİ ÇIKARANLARA KARŞI ALDIĞINIZ BU SÜRGÜN KARARLARINIZI PROTESTO EDİYORUZ.

05 Kasım, 2012
22460
YANLIŞLARA KARŞI SESLERİNİ ÇIKARANLARA KARŞI ALDIĞINIZ BU SÜRGÜN KARARLARINIZI PROTESTO EDİYORUZ.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI tarafından 01 Kasım 2012 tarihinde yapılan basın açıklaması metni

TEDAŞ VE DEDAŞ YÖNETİCİLERİNİ UYARIYORUZ

Değerli Basın Emekçileri

Ülkemizde sayısı 410 bine ulaşan mühendis, mimar ve şehir plancısını temsil eden örgütümüz TMMOB‘nin Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla bugün buraya Diyarbakır‘a bir beyanda bulunmaya geldim. Bugün buraya TEDAŞ ve Dicle Elektrik Dağıtım AŞ yöneticilerini uyarmaya geldim.

Hepinizin bildiği gibi 18 Ekim 2012 tarihinde EMO Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Başkanımız İdris Ekmen, EMO Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Murat Çelik, ESM Diyarbakır Şube Başkanı Alican Çetinkaya, TES-İŞ Diyarbakır 1 No‘lu Şube Yöneticisi Hüseyin Pınar, EMO ve ESM üyeleri Uğur Yaka ile Onursal Turgut çalıştıkları Dicle Elektrik Dağıtım AŞ‘den gerekçesiz olarak tayinleri çıkarılarak sürgün edilmişlerdir.

Biz aslında biliyoruz: Bu sürgünlerin esas gerekçesi, başta Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa olmak üzere bölge illerinde yaşanan elektrik kesintilerine ve gerilim dalgalanmalarına dikkat çekmek için EMO Diyarbakır Şubesi, ESM Diyarbakır Şubesi, TES-İŞ 1 No‘lu Şube ve İHD Diyarbakır Şubesi tarafından 25 Temmuz 2012 tarihinde ortaklaşa düzenlenen basın açıklamasıdır.

Bu açıklamada arkadaşlarımız özetle neler söylemişti, kısaca hatırlayalım:

Su ve hava gibi vazgeçilmez bir enerji kaynağı olan elektrik enerjisini üreten, ileten ve dağıtan kuruluşların görevi; kesintisiz, ucuz ve kaliteli bir hizmeti tüketicilerine sunmaktır.

Bölgeye baktığımızda, on yıllar boyunca süregelen ihmal, yoksun bırakılma ve böylece cezalandırma politikasının enerji alanında da uygulandığını görmekteyiz. Kış mevsiminde yaşanan yaygın elektrik kesintilerine, yaz aylarında gerilim dalgalanmaları eşlik etmekte, yaşamı çekilmez hale getirmektedir.

Bölge enerji altyapısı ihtiyaca cevap vermemekte, hatta can çekişmektedir. Yaz aylarını yaşadığımız bu günlerde, başta Mardin, Şanlıurfa ve Diyarbakır olmak üzere bölge kentlerinde kışın yaşanan kesintileri aratmayacak kesintilerle halk mağdur edilmektedir. Yaşanan gerilim dalgalanmaları evlerde elektrikli cihazların çalışmasını engellemekte, bozulmalarına neden olmaktadır. Klimaların dahi çalıştırılamadığı, ayıplı bir elektrik hizmeti sunan kurumlar, sorumluluklarının gereğini yerine getirme konusunda içine düştükleri zafiyet nedeniyle, bu zor günlerde halkımızı daha fazla mağdur etmektedirler. Bunun yanı sıra sanayi tesisleri çalışamaz ve üretim yapamaz duruma gelmiştir. Bölge ve ülke ekonomisi açısından büyük ekonomik kayıplar oluşturan bu durum günden güne daha vahim boyutlara ulaşmaktadır. Gerilim dalgalanmaları ve kesintiler nedeniyle, bölgedeki birçok hastanede klimalar, jeneratörler ve tıbbi cihazlar hasar görmekte veya çalışamaz duruma gelmektedir.

Bölgemizde özellikle sulama sezonlarında Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa yöresinde elektrikle tarımsal sulama yapılan yerlerden başlayan ve tüm bölgeye yayılan elektriksel problemler had safhaya çıkmaktadır. Kızıltepe, Harran ve Bismil ovalarında sayıları onbinleri bulan sulama pompaları ile tarımsal sulama yapılmaya çalışılmaktadır. Bu yoğunlukta ve güçte elektrik enerjisi ile sulama örneği dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildir. Tarımsal sulama yapılarının devlet tarafından yıllarca bitirilememiş olması çiftçiyi kendi imkânları ile sulu tarım yapmaya zorlamış ve ortaya bu acı tablo çıkmıştır. Bu durum bir yandan yer altı su dengesini, bir yandan da elektrik enerji dengesini tehdit etmektedir.

Bölgemizde yaşanan gerilim dalgalanmaları, sayıları binlerle ifade edilebilecek yüksek güçlü su pompalarının devre dışı kalması ve tekrar devreye girmesi esnasında oluşmaktadır. TEDAŞ‘ın müşterisi olan ve gerilim dalgalanmalarının asıl kaynağı olan bu sulama tesisleri TEDAŞ‘ın yerinde çözüm getirmemesi nedeniyle, enterkonnekte (birleşik) olan elektrik şebekesinin tamamına yayılmakta ve ortaya çıkan elektriksel problemler diğer tüketicileri de olumsuz etkilemektedir.

Bölgemizde aynı sorunların yaşandığı zamanlarda ve en son da geçen sene yetkilileri uyarmıştık. Yaşanan gerilim dalgalanmalarının önü alınmazsa bölgede elektriğe sağlıklı ulaşım imkânı kalmayacaktır demiştik. Gelinen noktada, maalesef, bölgede elektriğe sağlıklı ulaşım imkânı kalmamıştır. Çiftçilerin, kurdukları tesislerde mühendislik hizmeti almalarını, tesislerinde kompanzasyon üniteleri, motor yol verme ve koruma elemanlarını işler hale getirmelerini önermiştik. TEİAŞ iletim kurumu olarak kapasite sorununu çözmelidir demiştik. TEDAŞ‘ın son kullanıcıdan kaynaklı sorunların kendi sistemine yansımasını engellemek için tesislerinin kompanzasyonlarını yapması gerektiğini, kapasitesinin üzerinde yüklenen fiderlerinin (Enerji Nakil Hatları) sağlıklı işletilmesini sağlamak için yeni fiderler tesis ederek yüklerini bölmesi gerektiğini söylemiştik.

Gelinen noktada sorunun kısa vadede çözüm imkânı ortadan kalkmıştır. Bütün halkımız bu yazı, bu sorunlarla geçirmeye hazırlıklı olmalıdır. Ancak şu da bilinmelidir ki çözümsüz bir sorundan bahsetmemekteyiz. Sadece çözüm için gerekli siyasi, idari ve teknik irade ortaya çıkmamış, maddi imkânlar oluşturulmamıştır. Ya da oluşturulmak istenmemiştir.

GAP‘ı "gaptırmamak" için GAP Eylem Planı‘nı hayata geçiren hükümet sınıfta kalmıştır. 2012 yılında GAP Eylem Planını bitirmeyi hedefleyen AKP iktidarı bu sözünü tutamamış, sulama kanalları devreye girmemiştir. Bu nedenle çiftçiler artan bir sayıyla elektrikle sulama yapılmaya devam etmiştir. Aslında sorunların kaynağı çiftçiyi elektrikle sulama yapmaya mahkum bırakmakta aranmalıdır. Sürekli bir şekilde sulama kanallarının bir an önce tamamlanması gerektiğini; bunun hem çiftçiye ekonomik anlamda büyük fayda sağlayacağını, hem de yaz mevsiminde yaşanan enerji problemlerini asgariye indireceğini dile getirmiştik. Artık söylemekten bıktık, tekrar etmekten bıktık. Artık yeni bir şey söylemek gerekirse; AKP hükümetinin bölgeye yönelik tarım politikasının ve enerji politikasının iflas ettiğidir.

Bu açıklama neden yapılmıştır?

TMMOB ve bağlı odaları mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendisleri ve mimarları temsil etmek, onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. Bu amaçla Birliğimiz ve bağlı odalarımız meslek alanlarıyla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine kavramak, yorumlamak ve toplumu bilgilendirmek zorundadır. Birliğimiz ve bağlı odalarımız meslek alanlarımız ile ilgili merkezi ve yerel yönetimlerin uyguladığı politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmekle görevlidir.

Adı geçen basın açıklaması da bu görevimizin yerine getirilmesi anlamındadır. Basın açıklamasında arkadaşlarımız meslek alanlarımız ile ilgili bölgesel bir sorunu tanımlamışlar ve çözüm önerilerini ortaya koymuşlardır. Basın açıklamasında ilgili idarenin yanlış uygulamaları tespit edilmiş ve yapılması gerekenler konusunda sorumlular uyarılmıştır.

Konu ile ilgili diğer emek ve meslek örgütleri ile birlikte EMO Diyarbakır Şubemizin bu açıklamayı yapmasının esas anlamı görevini yerine getirmesidir.

Ancak şimdi görüyoruz ki; hiçbir eleştiriye, karşı görüşe tahammülü olmayan siyasal iktidarın "ileri demokrasisi" bu kez de bölgedeki enerji sorununa dikkat çeken emek-meslek örgütlerine yönelmiştir. Bölgedeki elektrik kesintileri ve gerilim dalgalanmaları sorununu ortak basın açıklaması yaparak gündeme getirenlerin sesleri kısılmak istenmektedir.

Değerli Basın Emekçileri,

Bölgedeki enerji sorunu giderek artmaktadır, korkarız ki bu kış halkımız karanlıkta bırakılacaktır. Görevi kesintisiz, ucuz ve kaliteli enerjinin halka sunulmasını sağlamak olanlar ise sorunların çözümü için çaba harcamak yerine, sorunlara dikkat çeken kişi ve kurumları cezalandırılmakla uğraşmaktadır.  Cezalandırılan yalnızca kişiler değil, bugüne kadar aldıkları tavırla kamu çıkarlarını korumaya çalışan emek ve meslek örgütleridir. Saldırı kişilere değil kurumlara yapılmış bir saldırıdır, bu saldırıyı kabul etmek ve sessiz kalmak mümkün değildir.

Siyasal iktidarın yanlış enerji politikalarına, her alanda yürüttüğü piyasacı uygulamalara, ülke kaynaklarının rant amaçlı dönüşümüne her platformda karşı çıkan Birliğimiz ve bağlı Odalarımız bu tür baskılarla ilk kez karşılaşmıyor. Siyasi iktidarın kendinden yana olmayanlara olduğu gibi Birliğimize yönelik sistemli saldırılarını da uzunca bir zamandır hep birlikte yaşıyoruz. Siyasi iktidarın teslim alamadığı Birliğimiz ve bağlı odalarımız, KHK‘lar, yönetmelikler yolu ile etkisizleştirilmeye, yetkisizleştirilmeye çalışılıyor.

Ancak herkes bilsin: Bu tür baskılar, sürgünler TMMOB‘nin ve bağlı odalarının kamu yararına çalışmalarını engelleyemeyecektir. Yüreği insan sevgisi ile dolu olan TMMOB kadroları hiçbir baskıya teslim olmayacak denli inanç ve kararlılıktadır.

TEDAŞ ve Dicle Elektrik Dağıtım Aş Yöneticilerini Uyarıyoruz:

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı başta olmak üzere TEDAŞ ve DEDAŞ yetkililerini sürgün kararnamelerini geri almaya çağırıyoruz.

Yanlışlara karşı seslerini çıkaranlara karşı aldığınız bu sürgün kararlarınızı protesto ediyoruz. Bu yanlışınızdan bir an önce geri dönünüz.

Sürgüne gönderilen arkadaşlarımızı derhal eski yerlerine iade ediniz..

TMMOB hukuki yol da dahil olmak üzere bu olayın sonuna kadar takipçisi olacaktır.